söylemek

(-i, -e)

1. 说, 说话; 讲, 讲话: açık \söylemek 明白地讲, 直截了当地说 iyiliğini \söylemek 讲述某人的好处 Türkçe \söylemek 讲土耳其语 yalan \söylemek 说谎 Ciddî mi söylüyorsun? 你是当真说的？Gayret doğru söylüyor. 他说得很对。Siz bana her şeyi söylediniz. 您把一切都告诉了我。

2. 提出, 指出, 说出(意见); 认为: Benim için böyle bir şey söyleyemezsiniz. 您不能这么说我。Ben fikrimi söyledim. 我说出了我的想法。

3. 要, 要求: Kız adamı görünce, hizmetçisine daha çabuk yürümesini söyledi. 姑娘看见了这个人, 让丫鬟快走。Size kahve söylemedim. 我没有给您要咖啡。Size bir mektup yazmamı söylediler. 他们要我给您写封信。

4. 唱(歌): şarkı \söylemek 唱歌

5. 朗诵, 念, 读, 朗读: şiir \söylemek 朗诵诗, 念诗

6. 预言, 预告: Bir değil iki tane olduğunu size söylemiştim. 我曾经告诉过你们不是一个, 而是两个。

◇ söylediklerini bırakmamak 到处乱说, 到处讲坏话 söylemediğini bırakmamak 信口开河 söylemedik söz bırakmamak 信口开河 söyleyip yazdırmak 口述使写下, 口述使笔录

◆ Söyleyene bakma, söyletene bak. 不要看是谁说的, 而要看是谁让他说的。Söyleyenden dinleyen arif gerek. 会说的不如会听的。